numeric data that is the core of what is being analyzed

listen to the pronunciation of numeric data that is the core of what is being analyzed
الإنجليزية - التركية

تعريف numeric data that is the core of what is being analyzed في الإنجليزية التركية القاموس.

fact
{i} hakikat
fact
{i} unsur
fact
factfinding delil toplayan accessory after the fact cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
fact
in fact gerçekten
fact
gösterilen husus veya keyfiyet
fact
filvaki
fact
hakikaten
fact
hadise
fact
olgusal gerçek
fact
çarpınım
fact
gerçek olay
fact
olmuş şey
fact
doğru bilgi
fact
gerçek

Bu gerçek unutulmamalı. - This fact must not be forgotten.

Gerçekleri abartmayalım. - Let's not exaggerate the facts.

fact
olay

Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin. - Wait until all the facts in the case are known.

Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu. - A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.

fact
olgu

O kitap, olgusal hatalarla doludur. - That book is full of factual errors.

Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin. - Don't make factual statements without a source.

fact
bilgi

Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi. - Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir. - That factory is for the manufacture of computers.

fact
(isim) gerçek, hakikat, olgu, unsur, durum, olay, eylem
fact
(Avrupa Birliği) fiil, vaka, olay
الإنجليزية - الإنجليزية
fact
numeric data that is the core of what is being analyzed

    الواصلة

    nu·mer·ic da·ta that I·s the core of what I·s be·ing an·a·lyzed

    التركية النطق

    numerîk deytı dhıt îz dhi kôr ıv hwʌt îz biîng änılayzd

    النطق

    /no͞oˈmerək ˈdātə ᴛʜət əz ᴛʜē ˈkôr əv ˈhwət əz ˈbēəɴɢ ˈanəˌlīzd/ /nuːˈmɛrɪk ˈdeɪtə ðət ɪz ðiː ˈkɔːr əv ˈhwʌt ɪz ˈbiːɪŋ ˈænəˌlaɪzd/
المفضلات