Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Bir insan vücudu sayısız miktarda hücreden oluşur.
- A human body consists of a countless number of cells.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Yedinin şanslı bir rakam olduğu söylenir.
- Seven is said to be a lucky number.
Macarların yedi rakamından nefret ettiği doğru mu?
- Is it true that Hungarians hate the number seven?
Telefon numaranı biliyor mu?
- Does she know your phone number?
Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
- I'm afraid you have dialed a wrong number.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
- Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom birkaç yıl önce öldü.
- Tom died a number of years ago.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
- Adding up numbers is very uplifting.
Toplam olarak otuz üye vardı.
- The members numbered thirty, all told.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Birkaç öğrenci yarışmaya katılmaktan mutlu olacağını söyledi.
- A number of students said they would be happy to take part in the contest.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.
Number the baskets so that we can find them easily.
The equation e^{i\pi}+1=0 includes the most important numbers: 1, 0, \pi, i, and e.
I doubt the sexy number you wore earlier tonight fell from the sky..
Griefe brought to numbers cannot be so fierce, / For, he tames it, that fetters it in verse.
His army is vast in number.
Back at his place again, Doc rolled a number, put on a late movie, found an old T-shirt, and sat tearing it up into short strips .
He had to focus on the mission, staying alive and getting out, not on the sexy number rubbing up against him.
Horse number 5 won the race.
When I agreed to go surfing with him he said, “Great, can I have your number?” Well, I don’t give my number to guys I don’t know.
I don’t know how many books are in the library, but they must number in the thousands.
The number 8 is usually made with a single stroke.
... opt out for a small number of words and links, ...
... It's about a number of things. ...