Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
O, arada bir tenis oynar.
- Now and then she plays tennis.
Arada bir dışarıda yeriz.
- Every now and then, we eat out.
Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.
- I know that you still cry for me sometimes.
Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?
- Do you sometimes study in the library?
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes he drives to work.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...
... now and then. ...