Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
- Our teacher separated us into two groups.
Dili kültürden ayıramazsınız.
- You can't separate language from culture.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.
I try to keep my personal life separate from work.