Şok, Tom'u suskun bıraktı.
- The shock rendered Tom speechless.
Erkek çocuğu bir kızla konuşurken suskundu.
- The boy was speechless when talking to a girl.
Gördüğüm şey beni dilsiz bıraktı.
- What I saw left me speechless.
Ben neredeyse dilsizim.
- I'm almost speechless.
Ben dehşete düştüm. Beni nutku tutulmuş bırakıyorsun.
- I'm appalled. You leave me speechless.