Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı.
- Attendance should be good provided the weather is favorable.
Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.
- At last a good idea struck me.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that is better.
İyi akşamlar, nasılsın?
- Good evening, how are you?
Sanırım bu kitabı okumanız yararlıdır.
- I think it's good for you to read this book.
Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
- Eating fish is good for your health.
Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım.
- I tasted all goods, and didn't find better than good health.
O, birkaç yıldır sağlıklı değil.
- He has not been in good health for some years.
Tom, acentenin menfaatı icabı işi bırakmalıdır.
- Tom should quit for the good of the agency.
Birey, devletin menfaati için mevcut değildir.
- The individual does not exist for the good of the State.
O çok iyi bir öğretmendir.
- She's a very good teacher.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.
- I made a good profit by selling my car.
Sizin için balık yemek faydalı mı?
- Is eating fish good for you?
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- It's good for your health to get up early in the morning.
Bazıları İngilizcede iyiler,ve diğerleri matematikte iyiler.
- Some are good at English, and others are good at mathematics.
Tom ve Mary birbirlerine karşı iyiler.
- Tom and Mary are good for each other.
O iyi bir yaşam sağlamaktadır.
- She makes a good living.
Tom iyi bir yaşam sağlamaktadır.
- Tom makes a good living.
Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
- With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
Yanlış zamanda konuşulan bir söz iyilikten çok daha fazla zarar yapabilir.
- A word spoken at the wrong time can do very much more harm than good.
Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.
- Tom is quite good at cooking.
Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
- Tom's dog is a pretty good swimmer.
Peki, iyi bir hafta sonu geçirdin mi?
- Well, did you have a good weekend?
Peki, biri iyi olmak zorunda.
- Well someone has to be good.