الإنجليزية - التركية
تعريف not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike في الإنجليزية التركية القاموس.
- unlike
- aksine
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
-Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Onun aksine sen gayretlisin.
-Unlike her, you are diligent.
- unlike
- -den farklı
- unlike
- {s} birbirine benzemeyen, farklı. edat -den farklı olarak: This painting is unlike her others. Bu resim onun diğer resimlerinden farklı. His
- unlike
- -den farklı olarak
- unlike
- değişik
- unlike
- -e uymayan
- unlike
- -e benzemeyen
- unlike
- den farklı
- unlike
- farklı
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.
-Bill is completely unlike his brother.
Kız kardeşler oldukça farklıdır.
-The sisters are quite unlike.
- unlike
- için olağandışı olan
- unlike
- {s} benzemez
- unlike
- {s} yakışmayan
- unlike
- unlikenessbenzemeyiş
- unlike
- birbirine benzemeyen
- unlike
- farklı olarak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- unlike
not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike
الواصلة
not like; dissimilar; diverse; ha·ving no resemblance; as, the cases are un·likeالنطق
Resimler
المفضلات