not identical; different; individual

listen to the pronunciation of not identical; different; individual
الإنجليزية - التركية

تعريف not identical; different; individual في الإنجليزية التركية القاموس.

distinct
{s} belirgin

Tom'un sağ gözünün altında belirgin bir yara izi vardı. - Tom has a distinctive scar under his right eye.

Mary, Tom'un davranış ve iş alışkanlıklarındaki belirgin değişimi farketmişti. - Mary had noted a distinct change in Tom's behavior and work habits.

distinct
arı
distinct
(Biyokimya) ayrık
distinct
farklı

Tom'un sağ gözünün altında farklı bir yara izi vardı. - Tom has a distinctive scar under his right eye.

Tom'un farklı bir Fransızca aksanı var. - Tom has a distinct French accent.

distinct
bariz

Uzun boy, basketbolda bariz bir avantajdır. - Height is a distinct advantage in basketball.

distinct
ayrı

İyi ve kötü arasında ayrım yapabilirim. - I can make a distinction between good and bad.

O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu. - He advocated abolishing class distinctions.

distinct
belli
distinct
{s} açık, belli
distinct
şüphesiz
distinct
(Mukavele) ayrı, farklı; bağımsız
distinct
kesin olarak
distinct
(sıfat) ayrı, farklı, başka; belirgin, açık, aşikâr
distinct
distinctly açıkça
distinct
distinctness vuzuh
distinct
muhakkak
distinct
müstakil
distinct
{s} ayrı, farklı, başka
distinct
farkIıIık
الإنجليزية - الإنجليزية
distinct
not identical; different; individual
المفضلات