Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.
- I was delayed by a traffic jam.
Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil.
- It makes no difference whether the train is delayed or not.
Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.
- I was delayed by a traffic jam.
Kötü hava uçağı geciktirdi.
- The bad weather delayed the plane.
Karar birkaç hafta daha ertelenmiş olacak.
- The decision will merely have been delayed for a few more weeks.
Uçuş ertelenmiş gibi görünüyor.
- It looks like the flight was delayed.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil.
- It makes no difference whether the train is delayed or not.
O kargo çok fazla gecikmiş.
- That shipment's been very much delayed.
Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti.
- The train was delayed for two hours because of the heavy snow.