Tom, beni sakın bir daha arama.
- Tom, ruf mich bloß nicht noch einmal an.
Bir daha bunu yaparsan, seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim.
- Wenn du das noch einmal machst, werde ich dich windelweich prügeln.
Bu yeni baştan oluyor.
- It's happening all over again.
Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?
- If you had to do it all over again, what would you do differently?
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.
- The price is low, but then again, the quality isn't very good.
Bugün yine kalabalık.
- It's crowded again today.
Elimden geleni yaptım, yine de başarısız oldum.
- I tried my best, only to fail again.
Aynı hatayı tekrar yapma.
- Don't make the same mistake again.
Kurultay tekrar oylama yaptı.
- The convention voted again.
Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
- It looks like Mary is drunk again.
Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
- In general, people were against the consumption tax.
İki gün içinde beni yeniden ara.
- Call me again in two days.
Lütfen onu yeniden söyleyin!
- Please say that again!
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Lütfen onu bir daha yap.
- Please do that again.
O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur.
- He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.