التركية - الإنجليزية
تعريف nikah في التركية الإنجليزية القاموس.
- wedding
The church is decorated with flowers for the wedding.
-Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.
Tom took his wedding ring off.
-Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- nuptial
- marriage
I think the number of common-law marriages is on the rise.
-Nikahsız evliliklerin sayısının arttığını düşünüyorum.
- marriage contract
- spousal
- espousal
- nuptials
- spousals
- wedlock
- nikah elbisesi
- wedding gown
- nikah kıymak
- solemnize
- nikah masasına oturmak
- wed
- nikah masasına oturmak
- marry
- nikah töreni
- marriage ceremony
- nikah şekeri
- wedding candy
- nikâh memuru
- Register, registrar
- nikah düşmek
- be legally possible
- nikah günü
- wedding day
- nikah masası
- wedding table
- nikah salonu
- wedding hall
- nikah tanığı
- best man
- nikah tazelemek
- get married again
- nikâh başvurusu yapmak
- ask the banns
- nikâh dairesi
- marriage office
- nikâh dairesi
- registry office
- nikâh dairesi marriage office, Brit. registry office, Brit. register office
- (government office which performs marriages)
- nikâh düşmek
- (marriage) to be legally possible
- nikâh düşmek
- for a marriage to be deemed legally permissible
- nikâh etmek
- 1. to marry (someone) to; to join (two people) in marriage. 2. to give (someone) in marriage to. 3. (for a man) to marry
- nikâh ilamı
- banns
- nikâh kâğıdı
- marriage licence
- nikâh kâğıtlarını asmak
- put up the banns
- nikâh kâğıtlarını asmak
- publish the banns
- nikâh kıymak
- to perform a marriage ceremony
- nikâh memuru
- registrar
- nikâh memuru
- register
- nikâh tazelemek Islam
- to get married again (after having divorced)
- nikâh törenini yönetmek
- officiate at the wedding
- nikâh yüzüğü
- wedding ring
Tom took off his wedding ring.
-Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
Sami always wore his wedding ring.
-Sami nikah yüzüğünü her zaman takıyordu.
- nikâh öncesi
- antenuptial
- nikâh şahidi
- person who acts as a witness at a marriage
- nikâh şekeri small parcel of candy
- (usually sugared almonds) given to the guests at a wedding
- kıymak (nikah)
- solemnize
- Nikâh memuru
- marriage officiant
- dini nikah
- religious marriage
- dini nikah
- religious wedding
- ilan (nikah)
- (Kanun) banns
- medeni nikah töreni
- (Kanun) civil marriage ceremony
- medeni nikâh
- civil marriage
- resmi nikâh
- civil marriage
- ıskoçya'da kıyılan formalite gerektirmeyen nikâh
- Gretna Green marriage
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف nikah في التركية التركية القاموس.
- Bir erkekle bir kadının evlilik birliği kurmasını sağlayacak kanunî işlem
- Evlilik işlemi
- Bir erkekle bir kadının evlilik birliği kurmasını sağlayacak kanuni işlem: "On beş güne kadar nikâhınız oluyor diye işittim, pek sevindim."- R. N. Güntekin
- Nikâh sırasında erkeğin kadına borçlandığı para
- (Hukuk) MÜNAKEHE
- (Osmanlı Dönemi) DECV
- NİKÂH
- (Osmanlı Dönemi) Resmi evlenme muâmelesi. Bak: Mücâhede
- NİKÂH
- (Osmanlı Dönemi) Evlenme. Şeriata uygun şekilde evlenme
- nikah memuru
- Kanunlara uygun olarak nikâh işlemini yapan, nikâh kıyan görevli
- nikah şekeri
- Nikâh töreninde davetlilere dağıtılmak üzere özel olarak yaptırılan şeker
- nikâh etmek
- Bir erkek bir kadını nikâhla almak
- bir kadını nikâh etmek
- Bir erkek bir kadını nikâhla almak
- medeni nikah
- Nüfus idaresince kabul edilen ve yasalara göre yapılan resmî evlenme işlemi
- resmi nikah
- Kanunlara uygun olarak nikâh memurunun kıydığı, devlet kayıtlarına geçen nikâh