nezâret

listen to the pronunciation of nezâret
التركية - الإنجليزية
supervision
keeping
prospect, view; ministry" " bakanlık; custody, surveillance" " gözaltı, gözetim; supervision, inspection denetim, kontrol
administration, direction, running
supervision, superintendence, overseeing
formerly ministry (government department headed by a minister)
charge
oversight
(Hukuk) surveillance

We had him under surveillance. - Biz onu nezaret altına aldık.

We had you under surveillance. - Biz seni nezaret altına aldık.

inspection
prospect
(Kanun) superintend
(Askeri) detention room
view
(Ticaret) monitoring
supervise

Don't worry. They will be supervised. - Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.

watch

She watched over her mother all night. - Bütün gece annesine nezaret etti.

custody
auspice
direction
nezaret etmek
supervise
nezaret altına almak
to take under surveillance
nezaret altında
1. under surveillance. 2. in police custody
nezaret altında
on probation
nezaret etmek
1. to superintend, oversee. 2. to direct, run
nezaret etmek
to superintend, to supervise, to oversee, to inspect
Müşterek ihtiyaçlar Nezaret Konseyi (JROC) İnceleme Kurulu
(Askeri) Joint Requirements Oversight Council (JROC) Review Board
Müşterek İhtiyaçlar Nezaret Konseyi
(Askeri) Joint Requirements Oversight Council
müşterek harekat merkezi; müşterek nezaret komitesi
(Askeri) joint operations center; joint oversight committee
Üst Hazırlık Nezaret Konseyi; Güney Bölge Harekat Merkezi; Birleşik Devletler Gü
(Askeri) Senior Readiness Oversight Council; Southern Region Operational Center, United States Southern Command
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Vekillik, nâzırlık, bakanlık
(Osmanlı Dönemi) Nâzırlık etmek. Göz etmek
(Hukuk) Bakanlık; denetim, gözetim
(Osmanlı Dönemi) Tenezzüh
(Osmanlı Dönemi) (Nedâret) Tazelik. Parlaklık. Letafet
(Osmanlı Dönemi) Reislik
(Osmanlı Dönemi) (T) (Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış
Nezarethane: "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler."- R. N. Güntekin
Bakanlık
Gözaltı, gözetim, denetim, kontrol
Görü
Bakma, gözetme, gözetim
Nezarethane
Gözaltı

Tom sorgu için gözaltına alındı. - Tom istintak için nezarete alındı.

Bakma, gözetme
(Osmanlı Dönemi) bakmak, seyir bakış; nâzırlık etmek, gözetmek; reislik, bakanlık
nezaret etmek
Denetlemek, bakmak
nezâret
المفضلات