We had him under surveillance.
- Biz onu nezaret altına aldık.
We had you under surveillance.
- Biz seni nezaret altına aldık.
Don't worry. They will be supervised.
- Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
She watched over her mother all night.
- Bütün gece annesine nezaret etti.
Tom sorgu için gözaltına alındı.
- Tom istintak için nezarete alındı.