تعريف neutrals في الإنجليزية التركية القاموس.
- neutral
- nötr
Bu şirket beş yıl içinde karbon nötr olmayı planlıyor.
- This company plans to become carbon neutral within five years.
Halklar arasındaki tüm ilişkilerde, nötr bir dil kullanılmalıdır.
- In all relations between peoples, a neutral language must be used.
- neutral
- tarafsız
Taylor tarafsız olmaya çalıştı.
- Taylor tried to be neutral.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- neutral
- {s} yansız
- neutral
- {i} tarafsız kimse
- neutral
- rengi belli olmayan
- neutral
- nötral
- neutral
- (Otomotiv) boş
İstediğin kadar gaza bas, arabanın vitesi boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz.
- You can accelerate as much as you want, but since the car's in neutral, we won't be going anywhere.
- neutral
- (Kimya) yüksüz
- neutral
- (İnşaat) dengede
- neutral
- nötür
- neutral
- (Bilgisayar) bağımsız
- neutral
- sistematik
- neutral
- belirli bir niteliği olmayan
- neutral
- (Bilgisayar) kararsızım
- neutral
- ne müspet ne de menfi
- neutral
- (Biyokimya) ılın
- neutral
- (Otomotiv) boş vites
- neutral
- boşta
İstediğin kadar gaza bas, arabanın vitesi boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz.
- You can accelerate as much as you want, but since the car's in neutral, we won't be going anywhere.
- neutral
- (İnşaat) eşit
- neutral
- (Kimya) mutedil
- neutral
- renksiz
- neutral
- etkisiz eleman
- neutral
- belirsiz
- neutral
- tarafsız ülke/kimse
- neutral
- (vites) boşta
- neutral
- vitesin boşta olması
- neutral
- ne asit ne de alkali niteliğinde olan
- neutral
- {i} oto. boş vites
- neutral
- {i} tarafsız kimse/ülke
- neutral
- erkeklik veya dişilik organı olmayan
- neutral
- (Askeri) ATMOSFER TABAKALARINDA SICAKLIK EŞİTLİĞİ: Yere temas eden havanın, yerin hemen üstündeki havayla aynı sıcaklıkta bulunması hali; havanın istikrar durumu. Bu durumda, hiç bir hava cereyanı yoktur. Bak. "atmospheric stability"
- neutral
- etkisiz
- neutral
- (Tıp) Ne asit ne de kalevi mahiyetinde olan, nötr, mutedil
- neutral
- elek
- neutral
- tarafsız memlekete ait
- neutral
- ortaç
- neutral
- {i} tarafsız ülke
- neutral
- {s} cinsiyet organı olmayan