nesneleşme

listen to the pronunciation of nesneleşme
التركية - الإنجليزية
objectification
A concrete representation of an abstract idea or principle
the act of representing an abstraction as a physical thing a concrete representation of an abstract idea or principle
The process or manifestation of objectifying (something)
the act of representing an abstraction as a physical thing
nesne
article
nesne
object

The surface of the object is fairly rough. - Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.

The object flew away to the south, giving out flashes of light. - Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.

nesne
anything
nesne
objective

I think I'm objective. - Nesnel olduğumu düşünüyorum.

nesne
(Bilgisayar) an object

Newton discovered that a force is required to change the speed or direction of movement of an object. - Newton gücün bir nesnenin hareket hızını ya da yönünü değiştirmek için gerekli olduğunu keşfetti.

Tom does not know the difference between a subject and an object. - Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.

nesne
(Bilgisayar) objects

We can see distant objects with a telescope. - Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.

Gravity causes objects to have weight. - Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

nesne
subject

Tom does not know the difference between a subject and an object. - Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

nesne
stuff
nesne
particle

Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles. - Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.

nesne
body
nesne
thingamajig
nesne
direct object
nesne
thing

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger. - Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.

nesne
thing, anything " şey, obje; object" " obje; direct object
nesne
gram., phil. object
nesne
objective case
nesne
thing (any nonhuman thing which has weight and takes up space)
nesne
aught
nesne
objest
nesne
he
nesneleşmek
to turn into an object; to become objectively perceptible
التركية - التركية

تعريف nesneleşme في التركية التركية القاموس.

NESNE
(Osmanlı Dönemi) şey, herhangi bir şey
Nesne
obje
nesne
Gerçek yaşamda yada sanal ortamda etkileşilebilen olguların her biri
nesne
Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
nesne
Tümcenin öğelerinden biri
nesne
Nen, şey
nesne
Öznenin dışında kalan her konu, obje
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje: "Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil."- S. M. Alus. Öznenin dışında kalan her konu, obje: "Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş."- S. Birsel
nesneleşme
المفضلات