Görüşmeler sonuçsuz kaldı.
- The negotiations failed.
Görüşmeler nasıl gidiyor?
- How are the negotiations going?
Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz.
- We want to break off this negotiation.
Çok taraflı ticaret müzakereleri ithalat kotaları üzerinde şapa oturdu.
- Multilateral trade negotiations ran aground over import quotas.
Herkes görüşmelerde yer aldı.
- All took part in the negotiations.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
- The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
Görüşmelerden sonra iki taraf, anlaşmazlık konusunda bir uzlaşmaya vardılar.
- After much negotiation, the two sides in the dispute reached a compromise.
... these negotiations will be difficult they may not succeed ...
... but these negotiations don't rely on trust ...