Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Onlar yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate alamadılar.
- They failed to take into account the special needs of old people.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.
- Americans need a visa to travel to China.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
- Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Saatimin onarılması gerekiyor.
- My clock needs to be fixed.
Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede?
- I need medicine. Where is the pharmacy?
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.
- Our factory needs a lot of machinery.
O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
- She needed fuckin' words of love.
Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
- They were needed in South America.
Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.
- The world needs to develop new energy sources in place of oil.
Bizim karşılıklı sorunumuza bir çözüm bulmak için birlikte çalışmamız gerekmektedir.
- We need to work together to find a solution to our mutual problem.
Fakir olmak az şeye sahip olmak değil fakat çok şeye ihtiyacı olmaktır.
- To be poor is not to have little, but to need much.
Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
- You won't be needing that where you're going.
Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.
- Europe doesn't need anyone.
Eğer bir yere gitmen gerekirse, ben gelip seni alabilirim.
- If you need a ride, I could come and get you.
Gitmem gerekirse kendim giderim.
- I'll go myself if I need to.
Sanırım benim yardımıma gereksinimin var.
- I think you need my help.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
We must needs do this.
But if needs be, it is an ideal for which I am prepared to die. — Nelson Mandela.
One must needs run when the devil drives.
Living things need water to survive.
Our needs are not being met.
You need not go if you don't want to.
More ample spirit, then hitherto was wount, / Here needes me .
I've always tried to have few needs beyond food, clothing and shelter.
He has special needs.
Aren't you in need of help?
- Aren't you in need of help?
... of the iPod, the iPod needs to know that the instructions that it's getting are coming ...
... up against. There may be a day where the code says no and the owner needs to say yes. Owners ...