nedenler

listen to the pronunciation of nedenler
التركية - الإنجليزية
reasoning
causes

He died of natural causes. - O, doğal nedenlerden öldü.

Tom died of natural causes. - Tom doğal nedenlerle öldü.

neden
cause

Marriage is the main cause of all divorces. - Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.

An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami. - Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.

neden
reason

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be. - Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

neden
why

Why did you come to Japan? - Neden Japonya'ya geldin?

Why are there no taxis at the station today? - Neden bugün istasyonda taksi yok?

neden
{i} ground

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

neden
what for?
neden
motive

Tom had no motive to kill Mary. - Tom'un Mary'yi öldürmek için nedeni yoktu.

Nobody seemed to have a motive for the murder. - Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

Why did you turn down his request for a pay rise? - Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?

Thoughtless speech may give rise to great mischief. - Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.

neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
neden
point

Love your enemies, for they point out your mistakes. - Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

neden
matter

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

Why do school grades matter? - Neden okul notları önemli?

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
başlıca nedenler
primary reasons
başlıca nedenler
main reasons
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

hafifletici nedenler
mitigating causes, extenuating circumstances
hafifletici nedenler
extenuating circumstances
neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement. - Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Why don't we share a room? - Neden bir odayı paylaşmıyoruz?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

zorlayıcı nedenler
law forces majeures, circumstances beyond one's control
özel nedenler
private reasons
التركية - التركية

تعريف nedenler في التركية التركية القاموس.

neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner
nedenler
المفضلات