Tom didn't want to cause us any more trouble.
- Tom bize daha fazla soruna neden olmak istemedi.
I see no cause for alarm.
- Alarm için neden olmadığını anlıyorum.
Tom didn't want to cause us any more trouble.
- Tom bize daha fazla soruna neden olmak istemedi.
Careless driving causes accidents.
- Dikkatsiz araba sürme kazalara neden olmaktadır.
Tampons can cause toxic shock syndrome.
- Tamponlar toksik şok sendromuna neden olabilir.
It could cause too many problems.
- O, birçok sorunlara neden olabilir.
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
- Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
What's causing that sound?
- O sese ne neden oluyor?
I don't want to cause anyone any more trouble.
- Ben hiç kimse için daha fazla derde neden olmak istemem.
Tom didn't want to cause us any more trouble.
- Tom bize daha fazla soruna neden olmak istemedi.