تعريف nasılsınız في التركية الإنجليزية القاموس.
- How are you?
Hello, John! How are you?
- Merhaba, John! Nasılsınız?
I'm fine. And how are you doing?
- Ben iyiyim. Ve siz nasılsınız?
- how are you doing
- how do you do
How do you do, Mrs. Jones?
- Nasılsınız, Bayan Jones?
- nasıl
- how
How did your interview go?
- Röportajın nasıl gitti?
Good evening, how are you?
- İyi akşamlar, nasılsın?
- nasıl
- what
What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
- Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
Do you remember what she was like?
- Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?
- nasıl
- how much, how: O pırlantayı nasıl istiyor, bir bilsen! If only you knew how much she wants that diamond!
- nasıl
- what did you say?
- nasıl
- how is it?
- nasıl
- what sort
- nasıl
- however
However we go, we must get there by seven.
- Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
- nasıl
- how to
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
- nasıl
- wherein
- nasıl
- how, what sort; What did you say?, How is it?, Come again?
- nasıl
- how of
- nasıl
- just as ..., so too ...: Türkçeyi nasıl öğrendiysen Arapçayı da öyle öğrenebilirsin. You'll learn Arabic the same way you learned Turkish
- nasıl
- wherewith
- nasıl
- How?/How ...?: Nasılsınız? How are you? Oraya nasıl gittin? How did you go there? Kahven nasıl olsun? How do you want your coffee? (e.g. Black?/With sugar?)
- nasıl
- Just what do you mean? (said threateningly): "Ali okula gitmeyecekmiş." "Nasıl gitmezmiş?" "It seems Ali won't be going to school." "Just what do you mean by that?"
- nasıl
- pardon
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
- nasıl
- eh
- nasıl
- What sort of ...?: Nasıl bir kumaş o? What sort of cloth is it?
- nasıl
- huh
- nasıl
- Did I hear you aright?/Are my ears deceiving me?: "Bu sözlük hiç bitmez." "Nasıl?" "This dictionary will never be completed." "Did I hear you aright?"
- nasıl
- howsoever