Tom Mary'nin dırdırına alışmaya başladı.
- Tom has grown accustomed to Mary's nagging.
Fred, karısının dırdırından çok rahatsız idi.
- Fred was very troubled by his wife's nagging.
Sana dırdır etmek istemedim.
- I don't mean to nag you.
The notion that he forgot something nagged him the rest of the day.