Bu kadar toy olduğuna şaşırdım.
- I'm surprised that you're so naive.
Tom Mary kadar toy değil.
- Tom isn't as naive as Mary is.
Sami, Leyla'nın tüm sorularını safça cevapladı.
- Sami naively answered all of Layla's questions.
Sami, Leyla'nın bütün sorularını saf saf yanıtladı.
- Sami naively answered all of Layla's questions.
Bence saflık ediyorsun.
- I think you're being naive.
Nasıl bu kadar saf olabilirsin?
- How can you be so naive?
Leyla'nın büyük bir arkadaş çevresi vardı ama naifti.
- Layla had a large circle of friends but was naive.
O, genç naif ve tecrübesiz.
- She's young, naive and inexperienced.
Ben saf değilim, sadece iyimserim.
- I'm not naive, I'm just an optimist.
Users should not naïvely assume that learning to pronounce an East Asian language is all about learning to pronounce the individual ideographs.
Surely you're not naive enough to believe adverts!.