Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
- These books have defined and shaped our culture.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Ben genetiği değiştirilmiş bir organizmayım.
- I'm a genetically modified organism.
Genetiği değiştirilmiş gıda yemenin tehlikeli olduğunu düşünüyor musunuz?
- Do you think it's dangerous to eat genetically modified food?
Ben genetiği değiştirilmiş bir organizmayım.
- I'm a genetically modified organism.
Genetiği değiştirilmiş gıda yemekten kaçınmak neredeyse imkansız.
- It's almost impossible to avoid eating genetically modified food.