mumlarla

listen to the pronunciation of mumlarla
التركية - الإنجليزية
candlelit
Lit by a candle or candles
lit by a candle
A candlelit room or table is lit by the light of candles. a candlelit dinner for two
mum
candle

The candles made the room bright. - Mumlar odayı aydınlatıyor.

The candle went out instead of having been put out. - Mum söndürmeye gerek kalmadan söndü.

mum
wax

The car is waxed and shining. - Araba mumluydu ve parlıyordu.

How often do you wax your skis? - Kayaklarını ne kadar sıklıkta mumlarsın?

mum
bougie
mum
paraffin
mum
vax
mum
watt
mum
glim
Mum
dewaxing
Mum
(Diş Hekimliği) cera
mum
candle; candlepower; watt; wax
mum
epoxy
mum
candlepower
mum
candlepower; (Konuşma Dili) watt
mum
solid paraffin
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف mumlarla في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

mum
to act in a pantomime or dumb show
mum
A chrysanthemum
mum
silent
mum
{i} Mom, Mother (British); silence, quietness; chrysanthemum (Informal)
mum
Your mum is your mother. He misses his mum Mum and Dad are coming for lunch Don't worry, Mum
mum
{n} ale brewed from wheat
mum
{e} hush
Mum
Ones mother
mum
secrecy; "mum's the word"
mum
secrecy; "mum's the word" failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
mum
secret
mum
A sort of strong beer, originally made in Brunswick, Germany
mum
{s} quiet, silent
mum
Mother

My mother was so tired that she went to bed early. - My mum was so tired that she went to bed early.

mum
Be silent! Hush! Silence
mum
If you keep mum or stay mum about something, you do not tell anyone about it. He is keeping mum about his feelings on the matter. = keep quiet. keep mum to not tell anyone about a secret
mum
stop speaking!
mum
Silent; not speaking
mum
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent"
mum
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
mum
informal terms for a mother
mum
of China
التركية - التركية

تعريف mumlarla في التركية التركية القاموس.

mum
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı: "Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı."- Y. K. Beyatlı
mum
Bal mumu
MUM
(Osmanlı Dönemi) f. Yumuşak
Mum
(Osmanlı Dönemi) MUM
Mum
kandela
Mum
şem
mum
ilkel aydınlatma aracı
mum
Kısmen oksitlenmiş katı hidrokarbonlar
mum
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı
mum
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
mum
Işık yeğinliği birimi, kandela
الإنجليزية - التركية

تعريف mumlarla في الإنجليزية التركية القاموس.

mum
{i} anne

O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu. - He voluntarily helped his mum clean.

Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin? - Mum! Can you pass me the toilet paper?

mum
anneciğim
mum
ünlem sus!
mum
(İİ) anne
mum
i., İng., k.dili. anne
mum
maske ile oynamak
mum
(sıfat) sessiz
mum
bir çeşit sert ve tatlı bira
mum
Aramızda kalsın
mum
dilsiz oyunu oynamak
mum
krizantem
mum
{s} susmuş, suskun. ünlem Sus!
mum
dili efendim İng
mum
dili kasımpatı
mum
{i} hanımefendi
mum
susmuş
mum
{i} tatlı bir tür bira
mum
dili anne
mum
sus
mum
{s} sessiz
mum
Sus! Mums the word
mum
{i} kasımpatı
mum
Sırrı kimseye söyleme
mum
maske ile rol yapmak
mumlarla
المفضلات