Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.
- Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.