Because the medic had been supplied with a jeep, he and his aide were classed as a motorized detachment.
After his back injury, Phillip motorized his canoe to reduce the amount of paddling he needed to do.
I felt the engine running.
- Motor çalışırken hissettim.
Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
- Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
Gentlemen, start your engines.
- Beyler, motorlarınızı çalıştırın.
More than 90 percent of visits to a web page are from search engines.
- Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air.
- İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
Welcome to the world of motor vehicles.
- Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.
I've got a lot of friends at the Department of Motor Vehicles.
- Motorlu Taşıtlar Bölümünde bir sürü arkadaşım var.
I have a classmate who has a motorboat license.
- Motorlu tekne lisansı olan bir sınıf arkadaşım var.
I'd like to rent a motorboat.
- Bir motorbot kiralamak istiyorum.
She has excellent motor skills.
Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır.
- This machine is driven by a small electric motor.
Bu makine küçük bir motor tarafından çalıştırılıyor.
- This machine is driven by a small motor.
Motorlu Taşıtlar Bölümünde bir sürü arkadaşım var.
- I've got a lot of friends at the Department of Motor Vehicles.
Şehirde motorlu taşıt sayısı arttı.
- The number of motor vehicles in the city has increased.
Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.
- Welcome to the world of motor vehicles.
Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
- Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
Tom'un üç arabası ve bir motosikleti var.
- Tom has three cars and a motorcycle.
Arabalar satmak benim işim.
- Selling motorcars is my business.
Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
- Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
Tom motorlu tekerlekli bir sandalye satın almak için yeterli paraya sahip değil.
- Tom doesn't have enough money to buy a motorized wheelchair.
Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır.
- This machine is driven by a small electric motor.