تعريف monitoring في الإنجليزية التركية القاموس.
- {i} izleme
Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.
- Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts.
- gözetim
- (Tıp) monitoraj
- (Bilgisayar) görüntüleniyor
- (Ticaret) nezaret
- gözetleme
- gözleme
- (Tıp) monitörde izleme
- {f} izle
Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.
- Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts.
- izleyerek
- gözlemleme
- (Nükleer Bilimler) kontrol-ölçümü,izleme,monitoring
- (Askeri) DETEKSİYON (ABD SAVUNMA KURULU): Radyasyon mevcudiyetinin meydana çıkarılması ve radyasyon ölçme aletleri ile ölçülmesi işlemi
- (Dilbilim) denetleme
- izlem
Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.
- Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts.
- (Dilbilim) düzenleme
- dinleme
- izlemk
- izlemede
- monitor
- {f} izlemek
Bir uydu eriyen buzulları izlemek için yörüngeye fırlatıldı.
- A satellite was launched into orbit to monitor melting glaciers.
Birçok şirket çalışanlarının internet etkinliğini izlemektedir.
- Many companies monitor their employees' internet activity.
- monitoring software
- (Bilgisayar) gözetim yazılımı
- monitoring software
- (Bilgisayar) gözleme yazılımı
- monitoring station
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) gözleme bilgisayarı
- monitoring program
- kontrol programı
- monitoring cost
- izleme masrafı
- monitoring key
- izleme anahtarı
- monitoring loudspeaker
- izleme hoparlörü
- Monitoring of upper yarn
- (Tekstil) Üst iplik gözlemi
- Monitoring of yarn transfer
- (Tekstil) İplik transferinin gözlemi
- monitoring amplifier
- dinleme yukselteci
- monitoring antenna
- dinleme anteni
- monitoring data
- (Sigorta,Ticaret) gözetim verisi
- monitoring of radiation
- (Çevre) radyasyonun izlenmesi
- monitoring programme
- izleme proğramı
- monitoring results
- (Ticaret) sonuçların denetimi
- monitoring service
- (Askeri) İZLEME HİZMETİ: Çelişen trafikle ilgili tavsiye edilecek bilgilerin iletilmesi veya seyrüseferde yol gösterme temin amacıyla, bilinen hava trafiği hareketlerini radar kapsamlı veya diğer vasıtalarla yapılan gözlemi
- monitoring software
- gozleme yazilimi
- monitoring station
- (Askeri) KONTROL DİNLEME İSTASYONU: Kendi kuvvetlerimizin veya dost kuvvetlerin muhaberesini dinleyen, inceleyen veya kaydeden istasyon. Bu terimi; düşman telsiz dinleme istasyonu anlamına gelen "intercept station" terimi ile karıştırmamak lazımdır
- movement monitoring
- hareket izleme
- monitor
- gözlemek
Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.
- Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.
- monitor
- {i} izleme tertibatı
- monitor
- {i} gözlemci öğrenci
- transaction monitoring
- (Denizcilik) İşlem takibi
- monitor
- (Ticaret) eşgüdümcü
- monitor
- {i} varan
- monitor
- basınç algılayıcısı
- monitor
- (Ticaret) gözetimci
- monitor
- (Bilgisayar) görüntü uçbirimi
- monitor
- gözleyici
- monitor
- (Biyokimya) tekser
- monitor
- {i} monitor
- monitor
- {i} etobur kertenkele
- monitor
- {i} ekran
- monitor
- denetlik
- monitor
- gözlem sistemi
- monitor
- {i} gözleme
Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.
- Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.
- radiation monitoring
- (Nükleer Bilimler) radyasyon taraması
- environment monitoring
- çevre düzenlemesi
- environmental monitoring
- çevre denetimi
- environmental monitoring
- (Tıp) çevresel izleme
- exposure monitoring
- (Tıp) maruziyet izlemesi
- monitor
- takip etmek
- monitor
- denetlemek
- monitor
- (Ticaret) denetleyici
- monitor
- (Bilgisayar) izleme
- monitor
- (Bilgisayar) izle
- monitor
- izleme sistemi
- outcome monitoring
- (Politika, Siyaset) sonuçların izlenmesi
- vessel monitoring system
- (Denizbilim) vms
- vessel monitoring system
- (Denizbilim) gemi izleme sistemi
- monitor
- {i} monitör
Bu monitör, benim eski monitörümden çok daha büyük bir çözünürlüğe sahip.
- This monitor has a much larger resolution than my old one.
Tom monitörlere bağlandı.
- Tom is hooked up to monitors.
- monitor
- dinlemek
- monitor
- (yayın/telsiz/vb.) izlemek
- monitor
- {f} takip et
- monitor
- sınıf başkanı
- broadcast monitoring
- Yayın takibi
- heart-rate monitoring
- kalp atış ölçümükalp
- imperfect monitoring
- eksik gözlemleme
- media monitoring
- medya takibi
- monitor
- monitörü
- regular monitoring
- düzenli izleme
- self monitoring
- kendini denetleme
- self-monitoring
- kendini izleme
- Federal Radiological Monitoring and Assessment Center (DOE)
- (Askeri) Federal Radyolojik Gözetleme ve Değerlendirme Merkezi (DOE)
- Nuclear Operations Monitoring System
- (Askeri) Nükleer Harekat Gözlem Merkezi
- Personnel Status Monitoring System
- (Askeri) Personel Durum İzleme Sistemi
- Tube seat monitoring
- (Tekstil) Masura oturma kontrolu
- Yarn monitoring
- (Tekstil) İplik yoklama
- air monitoring
- (Nükleer Bilimler) havanın ışınım denetimi
- air quality monitoring
- hava kalitesinin izlenmesi
- aircraft monitoring and control
- (Askeri) UÇAK GÖZETİM VE KONTROLÜ: Nükleer silahlara veya nükleer silah sistemlerine başlık takılması, tapa takılması ve bunların emniyete alınması işlemlerinin izlenmesi ve kontrolü için uçağa yerleştirilen teçhizat
- area monitoring
- (Nükleer Bilimler) alan ölçüm
- area monitoring
- (Nükleer Bilimler) alan kontrolu
- audio monitoring
- dinleme kontrolu
- border monitoring
- (Askeri) sınır gözetlemesi
- communications security monitoring
- (Askeri) MUHABERE EMNİYETİ İZLEMESİ: Bir kişinin haberleşmelerine temin edilen emniyet derecesini belirlemek amacıyla muhabere emniyeti analizi için malzeme sağlamak üzere bu kişinin kendi çevresindeki haberleşmelerin (veya özellikle mutabakata varıldığı zaman dost kuvvetlerin müşterek tatbikatlarında) dinlenmesi, kopya edilmesi veya kaydedilmesi işlemi. COMMUNICATION SECURITY OFFICE OF RECORD AND ISSUE: MUHABERE EMNİYETİ KAYIT VE DAĞITIM BÜROSU: Kripto malzemesi dağıtma yetkisini haiz ve kayıt işlemlerinden sorumlu bir kuruluş
- condition monitoring
- titresim gozleme, durum gozleme
- conformance monitoring
- (Havacılık) uyumluluk izleme
- cop monitoring
- (Tekstil) kops gözlemi
- daily monitoring
- (Sigorta,Ticaret) günlük gözetim
- detection and monitoring
- (Askeri) tespit (tarama) ve kontrol dinlemesi
- detection and monitoring
- (Askeri) tespit ve izleme
- driftnet monitoring support program
- (Askeri) düşme ağı izleme destek programı
- drug addiction prevention monitoring and control board
- (Avrupa Birliği) Uyuşturucu Bağımlılığı Önleme İzleme ve Kontrol Kurulu
- enviromental monitoring
- (Nükleer Bilimler) çevresel ölçümler
- exit monitoring
- çıkışta yapılan inceleme
- genetic monitoring
- (Ticaret) asli denetim
- individual monitoring
- (Çevre) bireysel gözlemleme
- individual monitoring device
- (Çevre) bireysel gözlemleme cihazı
- medical monitoring
- (Tıp) tıbbi izlem
- monitor
- (Nükleer Bilimler) ışın uyarı aygıtı,izleyici,ölçüm cihazı (aygıtı), tarama aygıtı
- monitor
- {f} gözetle
- monitor
- görüntü birimi
- monitor
- (Tıp) Bir olayı veya durumu devamlı izlemek, devamlı kontrol altına almak
- monitor
- izleme veya gözlem tertibatı
- monitor
- sınıfta düzeni korumakla görevlendirilen öğrenci
- monitor
- {i} izleme/gözlem sistemi
- monitor
- taretinde ağır topları olan güvertesi basık eski bir harp gemisi
- monitor
- (Tıp) Bir olayı veya durumu devamlı olarak izlemede kullanılan alet, izleme aracı, monitör
- monitor
- nasihat eden kimse
- monitor
- (Askeri) NEZARET ETMEK (HV.): Durum, program, projelerle ilgili konulara karşı bir emir verme veya idare sorumluluğu olmaksızın, uyanık ve dikkatli bulunmak. Maksat; mevcut veya değişen durumlara uygun, sorumluluk sahası dahilindeki düzeltmelerin yapılabilmesidir
- monitor
- etobur iri bir kertenkele
- monitor
- (Mukavele) gözlemek, izlemek, kontrol etmek, denetlemek
- monitor
- {i} (Bilgisayar) , TV monitör
- monitor
- Görüntüleyici
- network monitoring
- ag gozetimi
- neutron monitoring system
- (Nükleer Bilimler) nötron ölçme sistemi
- partial storage monitoring
- (Askeri) KISMİ DEPO MUAYENESİ: Nükleer silah ana komple parçaları ile ana parçalarının, depoda bulundukları sırada rutubet ve ısı dereceleri ile göze görünür hasar ve bozukluk bakımından, dıştan gözle kontrollarından ibaret periyodik muayenelerdir. Bu şekilde bir muayene, bir intikale geçilmeden ve intikal tamamlandıktan sonra da yapılır
- pension monitoring center
- (Sigorta,Ticaret) emeklilik gözetim merkezi
- personnel monitoring
- (Çevre) personel izlemesi
- personnel monitoring
- (Nükleer Bilimler) bireysel ölçüm
- physiologic monitoring
- (Tıp) fizyolojik izleme
- portal monitoring
- kapıda yapılan izleme
- portal perimeter monitoring
- kapı çevresindeki izleme
- portfolio monitoring
- (Ticaret) portföy izleme
- prescription monitoring
- reçete izlemi
- primary containment monitoring system
- (Nükleer Bilimler) ilk emniyet kabı ölçüm sistemi
- prison monitoring board
- (Kanun) cezaevi izleme kurulu
- process radiation monitoring
- (Nükleer Bilimler) işlem radyasyonu ölçümü
- radiation monitoring
- (Nükleer Bilimler) ışınım denetimi
- radiation monitoring system
- (Nükleer Bilimler) radyasyon ölçme sistemi
- radiological monitoring
- (Askeri) RADYO AKTİVİTE ARAŞTIRMASI, RADYOLOJİK DETEKSİYON: Bölgeler, yapılar, şahıslar ve ikmal maddeleri üzerinde radyoaktif kirlenme mevcudiyetinin tespiti. Ayrıca bakınız: "monitoring"
- room monitoring
- (Nükleer Bilimler) oda ölçümleri
- security monitoring
- (Askeri) EMNİYET KONTROL DİNLEMESİ: Bak. "monitoring"
- seismic monitoring
- (Çevre) sismik izleme
- system monitoring
- Sistem Denetlemesi
- system monitoring
- Sistem Görüntüleme
- therapeutic drug monitoring
- (Tıp) terapötik ilaç izlenmesi
- threat monitoring
- tehdit gozetleme
- to carry out continuous monitoring
- (Avrupa Birliği) sürekli bir denetimin sağlanması