Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
O, evini kolaylıkla bulabildi.
- He could find her house easily.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
- This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
I found his house with ease.
- Ich fand sein Haus mit Leichtigkeit.
She finished the job with ease.
- Sie hat den Job mit Leichtigkeit erledigt.