İnsanların malzememi karıştırmasını istemiyorum.
- I don't want people messing with my stuff.
İnsanların malzememi karıştırmasını istemiyorum.
- I don't want people messing with my stuff.
O dağınıklık hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what to do about that mess.
Mutfaktaki bu dağınıklıktan kim sorumlu?
- Who's responsible for this mess in the kitchen?
Karışıklık için üzgünüm.
- I'm sorry for the mess.
Tom Mary'yi karışıklıktan kurtardı.
- Tom got Mary out of a mess.
Bu, oldukça karmakarışık olabilirdi.
- This could get quite messy.
Bu karmakarışık olacak.
- This is going to get messy.
O, hızla kirliliği temizledi.
- She quickly cleaned up the mess.
Bu kirliliği temizlememe yardımcı ol.
- Help me clean up this mess.
Başımızı belaya sokan kişi Tom'du.
- Tom was the one who got us into this mess.
The wardroom mess.
I mess with the wardroom officers.
He made a mess of it.
Parked under a tree, my car was soon covered in birds' mess.
... So, yeah, I don't know whether you could-- messing around ...