Bana bir bıçak lazım.
- Ich brauche ein Messer.
O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.
- That's not a knife. THIS is a knife.
O, bıçakla parmağını kesti.
- He cut his finger with the knife.
Ekmeği kesmek için kullandığımız bıçak keskindi.
- The knife we used to cut the bread with was sharp.
Bu bıçak et kesmek için kullanılır.
- This knife is used to cut meat.
Not only cooks carry long knives.
- Es sind nicht alle Köche, die lange Messer tragen.
The maid arranged the knives and forks on the table.
- Das Hausmädchen arrangierte Messer und Gabeln auf dem Tisch.