Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
- The above-mentioned mail item has been duly delivered.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Lütfen yukarıdaki yorumlarımı önemseme.
- Please ignore my comments above.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
- Don't go above five rubles.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
- She is certainly above forty.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
- Above all, you must help each other.
Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
- Television shows violence, which influences, above all, younger people.
Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz.
- We can see the tower above the trees.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.