O, elleriyle hızlıdır.
- He's quick with his hands.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
- I'll finish it as quickly as I can.
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
- World War One did not end quickly or easily.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
- Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
- He is a quick-witted man.
My father is old but he still has a quick wit.