I asked for a menu of fried rice in a ramen shop.
- Ben bir Japon yemeği dükkanında bir kızarmış pirinç menüsü istedim.
She didn't dare touch the greasy restaurant menu.
- O, yağlı restoran menüsüne dokunmaya cesaret edemedi.
Can I order from the breakfast menu?
- Ben kahvaltı menüsünden sipariş verebilir miyim?
Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.
- Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.