Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
- I don't have any intention of meddling into your affairs.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
- Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
- I don't have any intention of meddling into your affairs.
If those meddlesome kids hadn't turned me in, I'd have gotten away with my nefarious scheme!.