Mary has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism.
- Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.
Turkey has passed very important reform packages in Parliament during the European Union (EU) process.
- Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecinde çok önemli reform paketlerini Meclis' ten geçirdi.
You should run for city council.
- Belediye meclisine adaylığını koymalısın.
The councilor tabled a number of controversial motions.
- Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
The assembly voted to protest against any nuclear armament.
- Meclis herhangi bir nükleer silahlanmaya karşı protesto etmek için oy kullandı.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
The House cut the budget for foreign aid.
- Meclis dış yardım bütçesini kesti.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
I'm running for city council.
- İl belediye meclisine adaylığımı koyacağım.
I've been on the city council for five years.
- Ben beş yıldır belediye meclisindeyim.
I've been an alderman for five years.
- Ben beş yıldır belediye meclisi üyesiyim.
The parliamentary session was canceled.
- Meclis oturumu iptal edildi.
The Diet will open next Monday.
- Meclis gelecek pazartesi günü açılacak.
The Diet is now in session.
- Meclis şimdi oturumda.