Your blues are just like mine.
The marched in their dress blues.
A white cloud is floating in the blue summer sky.
- Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
The sky today is blue, without a cloud.
- Gök bugün mavi, bulutsuz.
These are the bluest blueberries I have ever seen. They're almost unnaturally blue.
- Bunlar şimdiye kadar gördüğüm en mavi yaban mersinidir. Onlar neredeyse doğal olmayan mavidir.
She wore a dark blue scarf.
- O koyu mavi bir eşarp taktı.
New York City policemen wear dark blue uniforms.
- New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.