O pek çok kez Avrupa'da bulundu.
- He has been to Europe many times.
Tom bana çok kez yalan söyledi bu yüzden ona artık güvenmiyorum.
- Tom has lied to me too many times, so I don't trust him anymore.
Onu pek çok defa uyardım ama o, konuşmayı kesmeyecek.
- I warned him many times, but he won't stop talking.
İyi bir yazar metnini pek çok defa yeniden şekillendirip geliştirebilir.
- A good writer can reshape and improve his text many times.
Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
- His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
Birçok kere İtalya'da bulundum.
- I've been to Italy many times.
Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.
- You can not appreciate the poem until you have read it many times.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
- He looked back at us many times and walked away.
The three girl friends were seated on the rocks, enjoying the evening scene and the air which was fresh but not too chilly. Many a time and oft were they wont to come there to that favourite nook to have a cosy chat beside the sparkling waves and discuss matters feminine.