Tom had lamb chops, potatoes and mushroom soup for dinner.
- Tom'un akşam yemeği için kuzu pirzola, patates ve mantar çorbası vardı.
This mushroom is not good to eat.
- Bu mantar yemek için iyi değil.
Tom pulled the cork out of the bottle.
- Tom şişeden mantarı çıkardı.
I believe there's a little cork in that wine.
- O şarabın içinde küçük bir mantar olduğuna inanıyorum.
Many antibiotics come from fungi.
- Birçok antibiyotik mantardan geliyor.
This ointment can kill fungi.
- Bu merhem mantarları öldürür.
Truffles are very expensive.
- Yer mantarı çok pahalıdır.