Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
The accident deprived him of his sight.
- Kaza onu görme yeteneğinden mahrum bıraktı.
No one shall be arbitrarily deprived of his property.
- Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
The worst solitude is to be destitute of sincere friendship.
- En kötü yalnızlık, samimi bir dosttan mahrum olmaktır.
The worst solitude is to be destitute of sincere friendship.
- En kötü yalnızlık, samimi bir dosttan mahrum olmaktır.
Tom kararlılıktan yoksun.
- Tom istikrardan mahrum.