It is better to risk saving a guilty man than to condemn an innocent one.
- Masum birini mahkum etmektense suçlu bir adamı kurtarmayı göze almak daha iyidir.
It is better to risk saving a guilty man than to condemn an innocent one.
- Masum birini mahkum etmektense suçlu bir adamı kurtarmayı göze almak daha iyidir.
There wasn't enough evidence to convict him of the crime.
- Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson.
- Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.
The judge sentenced Tom to three years in prison.
- Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkûm etti.
The judge sentenced Tom to six months in jail.
- Hakim Tom'u altı ay hapse mahkum etti.
A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.
Tom found the evidence we needed to convict Mary's killer.
- Tom, Mary'nin katilini mahkum etmemiz için ihtiyacımız olan delili buldu.
We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson.
- Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.
There wasn't enough evidence to convict him of the crime.
- Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.