mümkünse

listen to the pronunciation of mümkünse
التركية - الإنجليزية
if possible

I'd like to see you if possible. - Eğer mümkünse seni görmek istiyorum.

Come on Tuesday, if possible. - Mümkünse, salı günü gel.

would you mind
mümkün
possible

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it. - İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.

mümkün
{s} feasible

His plan seemed to be too difficult, but before long it proved to be feasible. - Onun planı çok zor gibi görünüyordu, ama çok geçmeden önce mümkün olduğu anlaşıldı.

His plan seemed to be too difficult, but before long it proved to be feasible. - Onun planının gerçekleşmesi çok zor görünüyordu, ama çok geçmeden gerçekleşmesinin mümkün olduğu anlaşıldı.

mümkün
earthly
mümkün
apt
mümkün
likely

Tom won't likely be able to cope with the situation. - Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.

It's not likely Tom will do what we ask. - Tom'un istediğimizi yapması mümkün değil.

mümkün
possible to
mümkün
in possible
mümkün
possible olası, muhtemel
mümkün
probable

It's possible, but not probable. - Bu mümkün, ama olası değildir.

It is probable that she will come tomorrow. - Onun yarın gelecek olması mümkün.

التركية - التركية

تعريف mümkünse في التركية التركية القاموس.

mümkün
Muhtemel, olabilir, olası
mümkünse
المفضلات