It is possible that he is telling a lie.
- Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
All of us want to live as long as possible.
- Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
I think it's feasible. Should we try? We can always dream...
- Bence bu mümkün. Denemeli miyiz? Her zaman hayal kurabiliriz.
At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.
- İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
It is not likely that he did it on purpose.
- Onu kasten yapması mümkün değil.
It's not likely Tom will do what we ask.
- Tom'un istediğimizi yapması mümkün değil.
It's possible, but not probable.
- Bu mümkün, ama olası değildir.
It is probable that she will come tomorrow.
- Onun yarın gelecek olması mümkün.