mühürlü

listen to the pronunciation of mühürlü
التركية - الإنجليزية
sealed

He handed her a sealed envelope. - Ona mühürlü bir zarf uzattı.

Tom handed Mary a sealed envelope. - Tom Mary'ye mühürlü bir zarf uzattı.

(place) which has been locked up and sealed
sealed, under seal; stamped
under seal
stamped
(something) which is under seal; (something) which has been stamped with a seal
sealed off
mühür
seal

After writing the letter, Tom put it in an envelope and sealed it. - Tom mektubu yazdıktan sonra onu bir zarfa koydu ve onu mühürledi.

Tom took a sealed envelope out of his pocket and gave it to Mary. - Tom cebinden mühürlü zarfı aldı ve onu Mary'ye verdi.

mühürlü mum
seal
mühürlü sözleşme
specialty
mühür
signet
mühür
imprint
mühür
print
mühür
chop
mühür
sealing material
Mühür
seal of
mühür
{i} signature
kodların geçerliliğini kontrol sistemi (mühürlü zarflarda); özel cephane deposu
(Askeri) sealed authenticator system; special ammunition storage
mavi mühürlü ilam
(Askeri) blue seal letter
mühür
stamp (a mark); seal (left in wax)
mühür
black mark on a cat's palate
mühür
seal, signet; signet ring
mühür
seal, signet; signet ring; stamp
mühür
(hindistan) chop
mühür
cachet
mühür
impress
mühür
sigil
mühür
bulla
التركية - التركية
Mühür basılmış
Mühürle kapatılmış
(Hukuk) MEMHUR
Mühür
hatem
mühür
Bu araçla basılan ve imza yerine geçen ad
mühür
Bir kimsenin, bir kuruluşun adının veya unvanının tersine kazılı bulunduğu, metal, lastik gibi şeylerden yapılmış araç, damga, kaşe
mühürlü
المفضلات