müfetti̇ş

listen to the pronunciation of müfetti̇ş
التركية - الإنجليزية

تعريف müfetti̇ş في التركية الإنجليزية القاموس.

müfettiş
inspector

Tom is a tax inspector. - Tom bir vergi müfettişidir.

The suspect told a lie to the inspector. - Şüpheli müfettişe bir yalan söyledi.

müfettiş
examiner

The applicant impressed the examiner favorably. - Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti.

müfettiş
superintendent
müfettiş
visitor
müfettiş
supervisor
müfettiş
inspector, investigator, superintendent, supervisor
müfettiş
investigator

Investigators are trying to decipher what happened. - Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.

I'm a private investigator. - Ben özel bir müfettişim.

müfettiş
overseer
müfettiş general
(Askeri) inspector general
müfettiş
examine

The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined. - Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.

The applicant impressed the examiner favorably. - Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti.

müfettiş
chequer
müfettiş
(Kanun) visiting officer
müfettiş
comptroller
müfettiş
intendant
müfettiş
controller
müfettiş
ınspector

Tom has been a safety inspector for three years. - Tom üç yıldır bir güvenlik müfettişi.

Tom is a tax inspector. - Tom bir vergi müfettişidir.

gezici müfettiş
(Ticaret) travelling auditor
müfettişler
inspectorate
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Araştıran
(Osmanlı Dönemi) Teftiş eden, tetkik ve tahkik ile kusur ve iyilikleri görüp anlayan ve lüzumlu merci'lere bildiren
müfettiş
(Osmanlı Dönemi) teftiş eden, kontrol eden
müfettiş
Bir kuruluştaki işlerin kanun ve tüzüklere uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini denetleyen kimse
müfetti̇ş
المفضلات