Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
- Speak louder so everyone can hear you.
Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum.
- I spoke loudly so that everyone could hear me.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum.
- I spoke loudly so that everyone could hear me.
Radyo biraz gürültülü.
- The radio is a bit loud.
o uyurken gürültülü bir şekilde horluyordu
- He was snoring loudly while he slept.
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
- Speak louder so everyone can hear you.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Bu kadar yüksek sesle sakız çiğnemeyi kesebilir misin?
- Can you stop chewing gum so loudly?
Tom onun mesajının sesli olduğundan emindi.
- Tom made sure his message was loud.
Tom yüksek sesli müziğe katlanamaz.
- Tom can't stand loud music.
Tom yüksek sesli müziği sevmez.
- Tom doesn't like loud music.
Tom yüksek sesli müziğe katlanamaz.
- Tom can't stand loud music.
Büyük bir buz parçası çatıdan kaydı ve büyük bir gürültüyle yere çarptı.
- A large piece of ice slid from the roof and hit the ground with a loud thud.
Aniden yüksek bir gürültüyle kapı kapandı.
- Suddenly, the door closed with a loud noise.
Bu turistler gürültücü ve kabadır.
- These tourists are loud and rude.
Her zaman parlak bir kravat takıyorsun.
- You always wear a loud necktie.
Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun.
- You are always wearing a loud necktie.
Turn that music down, it's too loud.
Tom spoke loudly enough for everyone to hear.
- Tom spoke loudly enough for everybody to hear.
Tom spoke loudly enough for everybody to hear.
- Tom spoke loudly enough for everyone to hear.