Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
- Lots of famous people come here.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
- Lots of superstitions are still believed in.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
- I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
- There are lots of things I haven't told you yet.
She made lots of new friends.
They purchased all of the adjacent lots.
Last year I ran lots faster than him.
... We have lots of people excited to look at the data who do ...
... lots of time. ...