Tom sana uğramamı istedi.
- Tom asked me to look in on you.
Aynaya bir bak dostum.
- Look in the mirror, pal.
Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.
- By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.
... and go and look in the ingredients. ...