look for an answer to a question by speaking

listen to the pronunciation of look for an answer to a question by speaking
الإنجليزية - التركية

تعريف look for an answer to a question by speaking في الإنجليزية التركية القاموس.

ask
{f} sormak

Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim. - I've been to Osaka to ask after my sick friend.

Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum. - I want to ask them when their wedding day is.

ask
{f} soru sormak

Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı. - The pupil held up his hand to ask a question.

Tom Mary'ye bir soru sormak istedi. - Tom wanted to ask Mary a question.

ask
{f} istemek

O,sadece yardım istemek zorunda. - He has only to ask for help.

Onlar barış istemek için geldi. - They came to ask for peace.

ask
yalvarmak
ask
{f} aranmak
ask
{f} rica etmek

Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım. - I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.

Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu. - Tom wanted to ask Mary to go out with him, but he didn't have the courage to.

ask
talep etmek
ask
{f} hak etmek
ask
davet etmek

Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi. - Tom wanted to ask Mary to the prom.

Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi. - Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.

ask
çağırmak
ask
sor

Tavsiye sormaktan çekinme. - Don't hesitate to ask for advice.

Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil. - Ask a six-year-old, not a sixty-year-old.

ask
ihtiyaç göstermek
ask
{f} kaşınmak
ask
aramak
ask
teklif etmek

Madem ki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok. - Now that Tom and Mary have broken up, it's probably OK to ask her out on a date.

Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istedi. - Tom wanted to ask Mary out on a date.

ask
ask in içeriye davet etmek
ask
{f} istemek: He asked to be excused from the table. Sofradan ayrılmak için izin istedi. She's asking a lot for this poodle. Bu
ask
icap ettirmek
الإنجليزية - الإنجليزية
ask
look for an answer to a question by speaking

    الواصلة

    look for an an·swer to a ques·tion by speak·ing

    التركية النطق

    lûk fôr ın änsır tı ı kwesçın bay spikîng

    النطق

    /ˈlo͝ok ˈfôr ən ˈansər tə ə ˈkwesʧən ˈbī ˈspēkəɴɢ/ /ˈlʊk ˈfɔːr ən ˈænsɜr tə ə ˈkwɛsʧən ˈbaɪ ˈspiːkɪŋ/
المفضلات