Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Buna bir göz atmak ister misin?
- Would you like to take a look at it?
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Meg bile bana bakmadı.
- Meg didn't even look at me.
İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.
- People tend to look at others with bias.
Çiçekler bakmak için çok güzeldi.
- The flowers were very beautiful to look at.