Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.
- You don't have to give yourself such airs.
Tom her zaman hava atıyor.
- Tom is always putting on airs.
Havaalanı uçuşlara geçici olarak kapatıldı.
- The airspace around the airport was closed temporarily.
Fiyaka yapan kızlardan hoşlanmam.
- I don't like girls who put on airs.