O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
- It's all about sentences. Not words.
Altı çizili sözcükleri düzeltin.
- Correct the underlined words.
Anlamadığım bir sürü sözcük var.
- There are many words that I don't understand.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Birçok kelimeler hecelerine göre telaffuz edilirler fakat bazıları değil.
- Many words are pronounced according to the spelling, but some are not.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
O, lafla peynir gemisi yürümeyeceğini kanıtladı.
- He proved that actions speak louder than words.
Tom'un ettiği laflar kendi ayağına dolandı.
- Tom's words came back to bite him.
Onun sözleri beni şaşırttı.
- His words surprised me.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.